Özel Sezin Okulu Kurucu Temsilcisi Gülin Sezin, 62 yıldır bazen bir öğrenci, bazen bir gözlemci ve her zaman bir eğitimci olarak bu iklimin içinde yer almış bir eğitim psikoloğu. Gülin Hanım, yeni eğitim-öğretim yılı başlarken öğretmenlere deneyimlerini aktarıyor.
“Okulda olduğumda daha rahat nefes aldığımı hissediyorum,” diyen, eğitimciliğe ve çocuklara gönülden bağlı biri Sevgili Gülin Sezin. Özel Sezin Okulunun 1963 yılındaki kuruluşundan itibaren annesi Sabahat Sezin ve Sezinin ilk anaokulu öğretmeni Prof. Dr. Ayla Oktay’ın yanında okul iklimini hem bir öğrencinin hem de eğitimcilerin gözünden deneyimlemiş. Buradaki ilgisini mesleğine dönüştürmeye karar vererek eğitim psikolojisi okumuş. Annesinin 1976’daki vefatından beri Özel Sezin Okulunda eğitimden sorumlu Kurucu Temsilcisi olarak görev yapıyor.
Aldığı eğitim, uzun yıllarda edindiği deneyim, anlayışlı ve empatik kişiliği zamanla kendine has bir yaklaşıma dönüşmüş. Bugün, bu bakışla yeni eğitim-öğretim yılına başlamaya hazırlanan öğretmenlerle tavsiyelerini paylaşıyor.
Tüm çocuklara kendi çocuğunuz gibi bakın
Öğrencileriniz uygun bulmadığınız bir davranışta bulunduğunda “Bunu yapan/söyleyen benim çocuğum olabilirdi, eğer olsaydı ne yapardım?” diye düşünün. Çocuğu koşulsuz sevmek çok önemli. Bu bakış, öğretmenin sınıftaki herkesin farklı bir birey olduğunu benimsemesi ve sınıf içinde sevginin aktarılması için önemli. Sınıfta çok fazla farklı kişilikte çocuk olduğundan öğretmen için onları kendi çocuğunmuş gibi düşünmek başlangıçta zor olabilir. Ancak öğretmen başından itibaren bu gözle bakarsa bu duygu ve düzen zamanla oturur.
Her çocuğun kendine göre bir saati olduğunu unutmayın
Her çocuğun farklı bir gelişim süreci vardır. Bu yüzden onları diğer çocuklarla kıyaslamamak ve acele etmeye zorlamamak gerekiyor. Bir çocuğun beklentilerinizden yavaş ilerlemesi, başarısız olacağı anlamına gelmiyor. Çocuk gelişiminde örneğin geç konuşan bir çocuk çok düzgün konuşabilir; çok mükemmeliyetçi bir karakterdir, “Yarım yarım konuşmayayım” diye düşünüyordur. Çocuklara eğitimde zaman tanımak çok önemli. Nasıl olsa yapacak. Bu anlamda çok iyi olarak gördüğünüz çocuklara karşı bile çok büyük beklentiler taşımamak, onu böyle bir beklentiyle baskı altına almamak doğru olacaktır.
Çocukları eski hâlleriyle kıyaslamayın
Yeni seneye daima çocukların etiketlerinden sıyrılarak başlamayı doğru buluyorum. “Bu çocuk yaramazdı, bu çocuk tembeldi” diye düşünmemek, onu başkalarıyla kıyaslamadığımız gibi kendi geçmişiyle de kıyaslamamak gerekiyor. Belki de çocuk o sene yeni bir sayfa açmak isteyecek. Öğretmen olarak ona bu alanı tanımalıyız.
Bir yola baş koymak çok önemli, çocukları bu anlamda destekleyin
Çocukların hevesli oldukları başlıklar için hiçbir zaman “Bu olmaz,” dememek lazım. Yetenekli olması şart değil, seviyorsa ve emek verirse yapabilir. Herkes en üst noktaya çıkacak diye bir kaide yok. Örneğin vücudu basket oynamaya uygun olmayan çocuk basket oynamak istediğinde “hayır” denebiliyor bazen. Ancak profesyonel olarak ilgilenmek zorunda olmadığını hatırlamak ve önünü kesmemek gerekiyor. Çocukların arzusuna kulak vermek lazım. Her şey çalışmayla ve emekle aşılabilir. Bunun işe yaradığını senelerce yaşadım ve gördüm.
Her şeyden önce çocuğun mutlu olmasına, öğretmeni olarak sizi ve okulu sevmesine önem verin
Her çocuk beş puan alamaz ama her çocuk mutlu ve sağlıklı olabilir. Önemli olan okula severek gelmeleri ve psikolojileri bozulmadan eğitim almalarıdır. Bu yolda en büyük eşlikçileri de siz öğretmenlerisiniz.
Herkese huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir eğitim-öğretim yılı diliyorum.
Gülin Sezin kimdir?
Notre Dame de Sion Fransız Lisesinden mezun oldu. İstanbul Belediye Konservatuvarı Keman Bölümünün ilk kısmını Ekrem Zeki Ün’ün öğrencisi olarak tamamladı. 1975 yılında Fransız hükümetinin sosyal bilimler dalında yalnızca üç Türk öğrenciye verdiği bursu kazanarak Sorbonne Üniversitesi Eğitim Bilimi ve Eğitim Psikolojisi Bölümünü bitirdi. 1979’dan bu yana Özel Sezin Okulunda Eğitimden Sorumlu Yönetici olarak çalışmaktadır.