Sınır koymak, pratikle geliştirilebilen bir beceridir. Özel Sezin Okulu Ortaokul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık birimi öğretmenleri, Rehberlik ve Ötesi Podcast kanalında sınırlara dikkat çekiyor.
Sınırlar, kim olduğumuzu, nelerden hoşlandığımızı, nelerden rahatsızlık duyduğumuzu, neyi kabul edip etmeyeceğimizi, neye ya da nelere “dur” diyeceğimizi tanımlayan görünmez çizgilerdir. İnsanın kendini koruma mekanizması diyebiliriz. Bu yalnızca başkalarıyla olan ilişkilerimize değil, kendimize de bir çerçeve çizmek anlamına gelir.
Ergenlik döneminde sınırlar, bireyin kimliğini tanıma ve ilişkilerini sağlıklı bir zemine oturtma çabasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu dönemde hem arkadaş çevrelerini genişletmeye hem de aile bireyleriyle olan ilişkilerini dengede tutmaya çalışırlar. Bu süreçte sınır koyabilmek, neye ihtiyaçları olduğunu anlamalarına yardımcı olur. “Sınır” kavramı fiziksel, duygusal, zihinsel sınırları ve zaman sınırlarını içerir.
Sınırlar konusunda doğru bilinen yanlışlar neler?
“Sınır koymak bencilliktir”
Ailen ya da arkadaşların için bir şey yapmayı reddetmek çoğu zaman bencillikle karıştırılır. Oysa biliyoruz ki sınır koymak kendi ihtiyaçlarımızı önemsemek anlamına gelir. Ergenlik döneminde birey kendine vakit ayırmaya, hobilerini geliştirmeye, kendini tanımaya daha fazla ihtiyaç duyar. Örneğin bir öğrencinin arkadaşı her gün onunla ders çalışmak istiyor ama onun başka sorumlulukları ya da dinlenme ihtiyacı var. Öğrencinin arkadaşına “Bugün yalnız çalışmak istiyorum çünkü daha iyi odaklanıyorum” demesini isteriz ve bekleriz Bu cümleyi kurmak bencillik değil, bir öz bakım örneğidir. Öğrenci bu şekilde kendi öğrenme sürecine ve ruh hâline öncelik vermiş olur.
“Sınır koyarsam insanlar beni sevmez”
Bu inanış ergenlikte arkadaşlık ilişkilerinde çok sık görülür. Bu dönemde dışlanma korkusu ya da bir arkadaş grubuna ait olma isteği yüzünden sınır koymak zorlaşabilir. Ancak gerçek arkadaşlık yalnızca “evet” dediğinizde değil, “hayır” dediğinizde de devam edebilendir.
“Bir kere sınır koyarsam onu asla değiştiremem”
Bu yanılgı, sınır koymayı olduğundan çok daha katı bir eylem gibi algılamaktan kaynaklanıyor. Sınır esnektir; zamana, ihtiyaca ve duruma göre değişebilir. Ergenlik döneminde arkadaşlıklar ve ilgi alanları değişkenlik gösterebilir, sınırlar da buna uyum sağlayabilir.
“Hayır dersem yanlış anlaşılırım”
Ergenlik döneminde hayır demek çok zor olabilir çünkü öğrenciler sıklıkla karşılarındaki kişiyi kıracaklarını ya da onlar tarafından yanlış anlaşılacaklarını düşünürler. Aslında “hayır” demek bir şeyi reddetmek değil, bir başkasına “evet” demektir.
Ebeveyn olarak çocuklarla nasıl sınır belirleriz?
Onlara sevgi ve sabırla yaklaşın
Çocuklara sınırları öğretirken öğretici kimliğinizin şekli sevgiyle ve sabırla yaklaşmak olmalı. Bu yaklaşım sınır koyarken ses tonunuzu ve beden dilinizi kontrolde tutmanızı sağlar. Dolayısıyla çocuğun öğretiye dair motivasyonu yükselir.
Sınırlara önce siz uyun
Bu kimliği yansıtırken koyulan kurallara ve çizilen sınırlara yetişkinler olarak bizlerin de uyması ve model olması gerekir.
Çocuğunuzun yaşına uygun sınırlar koyun ve sebebini açıklayın
Bir sınırın neden çizildiğini bilmesi, çocuğun o kuralı içselleştirmesini kolaylaştıracaktır.
Arkadaşlarına ve çevresine karşı sınır koyabilmesi için onu yüreklendirin
Örneğin onu her akşam mesajlaşma ve arama yoluyla sürekli meşgul eden bir arkadaşı var ve çocuğunuz bu durumdan memnun değil. Aramaların ona yaşatabileceği olumsuzlukları sakinlikle anlatmalı ve sınır koymadığı takdirde bunun ilişkilerine ve kendisine zarar getirebileceğinden bahsetmelisiniz. Aramaları kontrol altına almak için neler yapabileceğini paylaşabilir, sizin de kendi çevrenizde benzer kurallar koyduğunuzu ona gösterebilirsiniz. Bu kuralları koyabildiğinde ve devam ettirebildiğinde onu takdir etmeniz ve olumlamanız, davranışı pekiştirmesine yardımcı olacaktır.
Sınırlar olmazsa ne olur?
Karmaşa ve belirsizlik ortaya çıkabilir
Özellikle ebeveyn-çocuk ilişkisinde sınır yoksa kim neyi yapmalı, hangisi kimin sorumluluğu gibi sorulara cevap bulmakta zorlanabilirsiniz. Örneğin ebeveyn çocuğun ödevleriyle yakından ilgileniyor, onun sorumluluklarını takip ediyorsa burada bir sınır kaybından bahsederiz.
Anne-babanın duygusal yükünü artırabilir ve tükenmişliğe sebep olabilir
Bazen çocuğunuzun sizin ilginize ihtiyacı olabilir ancak sizin önemli başka bir işiniz vardır. Böyle zamanlarda ona “Şu an bana ihtiyacın olduğunu biliyorum, sana bu bittikten sonra destek olacağım” diyebilmeniz çok önemli. Çocuk bu sayede kendi ihtiyaçlarını ve sorumluluklarını önceliklendirmeyi öğrenir.
Bağımlı ilişkiler gelişebilir
Bireyler birbirlerine sağlıklı bir şekilde destek olmak yerine birbirine bağımlı hâle gelebiliyorlar. Zaman zaman bazı ilişkilerde ebeveynler çocukları adına kararlar veriyor, bunu deneyimleyemediği için öğrenemeyen çocuklar ileride kendi adlarına karar veremez ve ihtiyaçlarını dile getiremez hâle geliyor.