Billie Eilish’in tavırları ve dış görünüşünü tuhaf bulabilir, şarkılarına ilk dinleyişte anlam veremeyebilirsiniz. Ancak Z kuşağının üyeleri kendisiyle duygusal bir bağ kurduğunu söylüyor.
Henüz ismini duymadıysanız tanıştıralım: Billie Eilish. 2020 Grammy Ödülleri’nde en büyük dört ödülü (yılın albümü, yılın kaydı, yılın şarkısı ve en iyi yeni sanatçı) birden kazanan 18 yaşındaki şarkıcı, Z kuşağının son temsilcisi. Kendisi üstünden dökülen kıyafetleri, karamsarlık kokan klipleri ve tuhaf davranışlarıyla size oldukça sıra dışı gelebilir. Ancak bir de Z kuşağının Eilish ile ilgili düşüncelerini dinleyelim:
“Süslü püslü, incecik bir kız değilim. Kaykaya binmeyi seviyorum. Kendimle barışık olmak benim için çok önemli. Billie’nin tarzı kendim olmam için bana cesaret veriyor.”
“Şarkı sözleri o kadar doğal ve gerçek ki biri beni kucaklıyormuş gibi hissediyorum.”
“Billie günlük hayatında etik seçimler yapıyor. Vegan besleniyor, çevreye duyarlı markaları tercih ediyor. Çoğu insan Billie’yi veya Greta Thunberg’i sadece çocuk olarak görüyor ve ciddiye almıyor ama ben rol model olarak onlara sahip olduğum için şanslıyım.”
Z kuşağının üyeleri Eilish ile duygusal bir bağ kurduğunu söylüyor. Belki de Eilish’in başarısını okuyarak bu kuşağın öncelik ve ihtiyaçlarını daha iyi anlayabiliriz.
Kendine Sadık, Kalıpları Aşan
“Neysem oyum” diyen Z kuşağı için Eilish, müziği ve stiliyle bu anlayışın vücut bulmuş hali. Sanatçının şarkı sözleri bir gencin açık manifestosu olarak da okunabilir. Duygularını ve endişelerini filtresiz bir şekilde yansıtan Eilish, bu kuşağın bireyselliğe ve ifade özgürlüğüne verdiği önemi temsil ediyor.
McKinsey’in araştırma raporuna göre Z kuşağı kategorilere hapsolmayı sevmiyor ve yeni şeyler denemekten keyif alıyor. Bu nedenle “göçebe kimlikler” olarak da adlandırılıyorlar. Eilish de cinsellikten uzak, bol giysileri ve “anlamsız” hareketleriyle feminen, idealize edilmiş pop şarkıcısı figüründen (Taylor Swift veya Beyonce’yi düşünün) oldukça uzak. Yaptığı müziğin belli bir tarz altında etiketlenmesinden hoşlanmıyor. New York Times’ın dediği gibi, Eilish’in deneysel müziği seri üretim pop şarkılarından bıkmış bir nesil için gayet cazip.
Teknolojiyle birlikte büyüyen Z kuşağı, dijital ortamlarda kendinden farklı olanla sık sık karşı karşıya geldi. Dolayısıyla daha toleranslı ve kapsayıcı bir bakış açısına sahip. Özellikle söz konusu cinsiyet olduğunda önceki kuşaklara kıyasla meseleye daha esnek yaklaşıyor. Pew Araştırma Merkezi’nin belirttiği üzere Z kuşağının %59’u online form veya profillerde “kadın” veya “erkek” seçeneklerinden başka seçenekler de olması gerektiğini belirtiyor. Eilish’in tarzında da cinsiyet sınırları bulanıklaşıyor.
Toplumsal Meseleleri Dert Edinen Bir Kuşak
Z kuşağı küçüklüğünden beri felaketler haberleri (savaş, terör, doğal afetler…) duydu. Buna bir de sınav stresini ve siber zorbalık gibi sosyal medyanın olumsuz yönlerini de ekleyince karşımızda kaygı seviyesi yüksek bir nesil bulmamız şaşırtıcı değil.
Peki, Z kuşağı endişe ve istikrarsızlığa nasıl yanıt veriyor? The New Yorker’dan Amanda Petrusich’e göre Eilish’in yaşıtları online platformlarda nihilizm ve mizahın içe içe geçtiği, kimi zaman absürtlük boyutuna varan bir tarz benimsiyor. Aynı tarzı ve endişeleri Eilish’in şarkıları ve kliplerinde de görebilirsiniz. Örneğin When the Party’s Over sosyal medyanın sebep olduğu yalnızlık hissine ve umutsuzluğa odaklanıyor.
Eilish şarkılarında sadece kendi duygularını yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda iklim değişikliği gibi toplumsal sorunlara da dikkat çekiyor. Şarkıcı 2018’de Vanity Fair’e verdiği röportajda “Dünya son zamanlarda oldukça karanlık bir yere dönüştü” demişti. Kasım 2019’da ise Amerikan Müzik Ödülleri’nde “Dünyamız Yoksa Müzik de Yok” yazılı tişörtüyle küresel ısınma konusunda vakit kaybedemeyeceğimizi vurgulamıştı.
Z kuşağının Eilish’i idol olarak belirlemesinin sebeplerinden biri de sanatçının sosyal meselelere verdiği önem. Ernst & Young tarafından yayınlanan rapora göre bu kuşak kararlı, tutkulu ve açık fikirli. Dünyada değişim yaratmayı ve güncel sorunlara çözüm bulmayı amaçlıyor. Sosyal medyanın gücünden sonuna kadar yararlanarak protestolar başlatabiliyor ve genç yaşına rağmen siyasetçiler üzerinde baskı kurabiliyor.
Z kuşağı inandığı değerlere sahip çıksa da tek bir doğru olduğunu iddia etmiyor. Dolayısıyla ifade özgürlüğünün onlar için vazgeçilmez değerlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Karşısındakini dinlemeye açık olan bu kuşağın, Billie Eilish gibi idollerin de etkisiyle, önümüzdeki yıllarda toplumsal dönüşüme öncülük etmesi mümkün görünüyor.
Kaynakça:
https://www.ey.com/en_us/advisory/how-contradictions-define-generation-z
https://www.forbes.com/sites/gregpetro/2018/10/14/gen-z-new-gender-norms-fake-news-frugality-and-the-rise-of-retails-next-power-generation
https://www.ipsos.com/sites/default/files/2018-08/ipsos_-_beyond_binary_-_the_lives_and_choices_of_gen_z.pdf
https://www.mckinsey.com/industries/consumer-packaged-goods/our-insights/true-gen-generation-z-and-its-implications-for-companies
https://medium.com/@amariewalke/why-our-generation-loves-billie-eilish-422e87de25a2
https://www.newyorker.com/culture/cultural-comment/the-loneliest-generation-embraces-billie-eilish
https://www.theguardian.com/music/2020/jan/27/billie-eilish-gen-z-grammys
https://time.com/5738756/billie-eilish-amas-climate-change-activism/
https://www.vox.com/culture/2019/4/18/18412282/who-is-billie-eilish-explained-coachella-2019
Harika paylaşımlar, teşekkürler.