OECD’ye göre eğitimin dönüşümünde etkili olacak anahtar kavramlar küreselleşme, demokrasi ve vatandaşlık, güvenlik, yaşlanma ve modern kültürler.
OECD’nin sene başında yayınlanan ‘Eğitimi Şekillendiren Trendler 2019’ raporu, günümüzde ve önümüzdeki yıllarda eğitimde önemli rol oynayacak küresel ekonomik, siyasi, sosyal ve teknolojik gelişmelere dikkat çekerken bu alanda karşılaşılabilecek olası zorlukları da içeriyor. Erken çocukluk döneminden hayat boyu öğrenmeye tüm süreçleri kapsayan rapor, meseleye diğer taraftan da bakarak eğitimin belli trendleri ne şekilde etkileyebileceğini de belirtiyor. OECD’ye göre eğitimin dönüşümünde etkili olacak 5 trend ise şunlar:
Değişen Ağırlık Merkezi
Ekonomik gücün Asya’ya kayması, Çin ve Hindistan’da büyük ekonomilerin ortaya çıkışı kısa ve orta vadede de devam edeceğe benziyor. Bunun yanı sıra orta sınıfın genişlemesi, kaynakların sürdürülebilir olmayan kullanımı, tüketim artışı ve belli grupların hissettiği “geride bırakılmışlık” duygusu küreselleşmenin beraberinde getirdiği birkaç diğer sonuç. Dolayısıyla eğitimin çağımızın önde gelen iki sorununun (eşitsizliğin ve iklim değişikliğinin) çözümünde aktif rol oynaması gerekiyor.
Vatandaşlık ve Demokrasi
Son elli yıldır pek çok ülkede sivil katılım (örneğin sandığa gitme oranı) azalmış durumda. Ülkelere ek olarak kırsal ve kentsel bölgeler arasında artan eşitsizlik belli grupların çeşitli hizmetlere ve fırsatlara erişmesini engelliyor. Dijitalleşme sayesinde bilgiye kolayca ulaşabilsek bile sosyal medya platformlarına her yerden erişilebilmesi yanlış bilgilerin kasıtlı olarak yayılmasına ve algoritmaların kalıpyargıları güçlendirmesine neden oluyor.
Bütün bu gelişmelerin tetiklediği toplumsal güvensizlik sarmalından çıkma konusunda eğitime de görev düşüyor. Üzerinde düşünülmesi gereken temel sorular ise şunlar: Eğitim farklı toplumsal gruplar arasında dengeyi, bütünlüğü ve güveni nasıl sağlayabilir? Sivil katılımı ve demokratik vatandaşlık ilkelerini nasıl destekleyebilir?
Riskli Bir Dünyada Güvenlik
OECD ülkeleri topraklarında daha az silahlı çatışmaya tanık olsalar da güvenlik meselesi gittikçe karışık bir hal alıyor. Terör örgütleri oluşturdukları ağlar üzerinden sadece pek çok ülkede değil sanal ortamlarda da tehdit oluşturuyorlar. Karşılaştığımız bir diğer tehlike veri hırsızlığı ve bunun yol açabileceği ekonomik, sosyal ve politik sonuçlar. Veriyi kimin kontrol ettiği (Bireyler mi? Şirketler mi? Yoksa hükümetler mi?) ise ayrı bir tartışma konusu.
Elbette tehditler sadece toplumsal değil bireysel bazda da değerlendirilmeli. Günümüzde pek çok kişi finansal olarak kendini güvende hissetmiyor ve işsiz kalma tehlikesi altında yaşıyor. Ayrıca suç oranındaki azalmaya rağmen bireylerdeki risk algısının yüksek olması nedeniyle aileler çocuklarının güvenliği konusunda endişeleniyorlar. Bu gelişmeler kapsamında farkındalık yaratacak bir eğitim anlayışı, bireylerin güvenlik risklerini doğru analiz etmelerine ve onlara karşı gerekli önlemleri almalarına yardımcı olacaktır.
Daha Uzun ve İyi Yaşam
Emekli olduktan sonra on veya yirmi yıl daha fazla yaşamak artık sıra dışı bir durum değil. Yaşam ve çalışma süremizin uzaması olumlu yönlerinin yanı sıra riskleri de beraberinde getiriyor. Örneğin diyabet veya demans gibi kronik hastalıklar yaygınlaşıyor. Dijitalleşme yaşlıların diğer bireylere olan bağımlılığını azaltabiliyor ancak aynı zamanda yalnızlığı da tetikleyebiliyor. İnternet üzerinden yaşlıları hedef alan dolandırıcılığın artması da problemin bir diğer boyutu.
Peki, genellikle gençler kapsamında düşünülen eğitimden yaşlılar daha fazla nasıl yararlanabilir? Hayat boyu eğitim öğrenme kültürü nasıl geliştirilebilir? Yaşamın tüm alanlarına yayılan bir anlayış nasıl sağlanabilir? Bu sorulara yanıt bulmak gerekiyor.
Modern Kültürler
Bireyselleşmenin arttığı günümüzde aidiyet duygusunun tamamen yok olduğunu savunmak yerine dönüşüme uğradığını söylemek daha doğru. Küresel ağ toplumunun etkisi olarak insanlar zaman ve mekân tanımaksızın dijital ortamlarda bir araya gelebiliyor ve bu sahip olma kavramına karşı bakış açımızı da şekillendiriyor. Artık bir şeyi satın almak yerine erişim için para ödüyoruz. Bir yandan da tüketim alışkanlıklarımız sürdürülebilirlik çerçevesinde değişiyor. Gezegenimize verdiğimiz zararları azaltmak amacıyla etik seçimler yapmayı daha çok önemsemeye başladık.
Bütün bu dijitalleşme sürecinde eğitimin yeni teknolojilerin güçlü yönlerinden yararlanarak evrilmesi ve aynı zamanda dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı ve siber zorbalık gibi sorunlar hakkındaki endişeleri göz ardı etmemesi gerekiyor.
Raporun tamamına https://read.oecd-ilibrary.org/education/trends-shaping-education-2019_trends_edu-2019-en#page1 adresinden erişebilirsiniz.
İllüstrasyon: eLearning Industry