Müze sadece bir bina ve koleksiyon değildir. Müze, eserleri toplar; fakat bir depo değildir, korur; fakat bir buzluk değildir, belgeleri oluşturur; fakat bir kütüphane değildir, eğitir; fakat bir okul değildir. Müzeler üstlendikleri görevleri nedeniyle birer açık üniversite, herhangi bir ailenin tüm fertlerinin eğlenerek öğrenebileceği, öğrenmenin bir zevk olabileceği bir kültür merkezidir.
Semra Bolat – Özel Sezin Okulu Görsel Sanatlar Bölüm Başkanı
Müze eğitimi, yaşam boyu eğitim sürecinde çok yönlü öğrenmeyi ve müzelerin yaşam alanları olarak etkin kullanımını içerir. Müzeler, eğitim sürecinde bize gerçek yaşantılardan hareketle öğrenme olanağı sunan en etkili kurumlardan birisidir. Ayrıca müzeler, beğeni duygusu, gözlem, mantık, yaratıcılık ve hayal gücünün oluşması ve gelişmesine katkıda bulanabilecek başlıca yaygın eğitim kurumlarıdır.
Önceden sanat eserlerinin toplanıp muhafaza edildiği bir yer olan müzeler, bugün genel öğretimin yapıldığı, her yaştaki insanın düzenli olarak -bir program dâhilinde- bilgi aldığı birer kültür kurumudur. Bu amaca hizmet etmek için müzeler her zaman koleksiyonlarını artırmakta ve bunları sunmaktadır.
Müzeler, 20. yüzyılın ortalarında kültür ve bilimin, toplumun tüm kesimine aktarılması bakımından gelişmiştir. Bu nedenle toplama, koruma, inceleme, değerlendirme ve sergilemenin yanında birer yaygın eğitim kurumu olarak halkı eğitmeyi, kültür ve bilimi topluma aktarmayı hedeflemiştir. Müzeler, iletişim ve halkla ilişkileri başlıca yöntemler olarak kullanmaya yönelmiştir. Müze sadece bir bina ve koleksiyon değildir. Müze, eserleri toplar; fakat bir depo değildir, korur; fakat bir buzluk değildir, belgeleri oluşturur; fakat bir kütüphane değildir, eğitir; fakat bir okul değildir. Müzeler üstlendikleri görevleri nedeniyle birer açık üniversite, herhangi bir ailenin tüm fertlerinin eğlenerek öğrenebileceği, öğrenmenin bir zevk olabileceği bir kültür merkezidir. Her geçen gün yeni bir işlev kazanan müzeler, sergileme işini eğitim amacı ile de yapmaya başlamıştır. Eğitimin başlıca amacı yaratıcı gücü gelişmiş, estetik duyguya sahip bireyler yetiştirmektir. Bu amaçla müzeler de eğitim kurumlarının yararlandığı mekânlar arasında yer almıştır. Müzeler, estetik duygunun, yaratıcılığın, hayal gücünün gelişmesini sağlamada en ideal kurumlardır. Ülkemizin bazı müzelerinde, müze eğitiminin verildiği görülmektedir. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Rahmi Koç Müzesi bunlardan bazılarıdır.
Görsel Sanatlar Eğitiminde Müzelerin Rolü
Eğitim insana yapılan uzun vadeli bir yatırım, bireyin doğumundan ölümüne kadar geçen süre içerisinde kazandığı, istenen davranışlar bütünüdür. 19. yüzyılın başlarında müzelerin en önemli görevlerinden biri eğitim olmuştur. Görsel sanatlar, bireyin yaşamının ve onu çevreleyen toplumun vazgeçilmez bir alanını oluşturur. Bireyin sanatı anlaması ve ona tepki vermesi, olumlu yaşantılar kazanmasında etkili bir araç olabilir. Bu nedenle görsel sanatlar eğitimi, eğitim sistemi içerisinde özel bir yere sahiptir. Görsel sanatlar yaşantımıza canlılık verir, bizi hassas yapar, kim olduğumuzu ve neye inandığımızı sorgulamamızı; bazı zamanlar acı verici de olsa kendimizi ve toplumumuzu yansıtmamızı sağlar. Görsel sanat eseri duygu, düşünce ve algılarımızı sergiler. Görsel sanatlar, her bireyin özgünlüğü ve yaratıcılığıyla ilgilenir. Görsel sanatlar olmadan mimarlık gelişmez, büyük yapılar, o yapıların çevre düzenlemesi olmaz. Çini, mozaik, seramik, vitray, resim, tezhip, hat, minyatür, heykel gibi estetik güzellikler sanat izleyicisiyle buluşmaz.
Bütün toplumlarda eğitimin görevlerinden biri, kültürel mirası, sonradan kazanılan ve benimsenen değerlerle birlikte gelecek kuşaklara aktarmaktır. Müzeler, okullar için bir atölye ve laboratuvar gibidir. Eserlerin aslına bakılarak müzede yapılacak eğitim ile bireyler, geleneksel çalışma sisteminden kurtularak daha heyecan verici, etkin ve kalıcı bir eğitim alma şansına sahip olacaklardır. Bireylerin kendilerini daha rahat hissederek dört duvarla sınırlı olmayan özgür bir ortamda, sanat eserleriyle doğrudan ilişki içerisinde heyecan duyarak alacağı görsel sanatlar eğitimi, daha anlamlı ve kalıcı olacaktır. Birey, eser eleştirisi eğitimini müzede alarak sanat eserini yani estetik objeyi doğru anlamlandırmayı, sanata karşı duyarlı tepki vermeyi öğrenecektir.