Nisan ayında Fast Company’de Gwen Moran tarafından yayınlanan bir yazı, teknolojik gelişmelerin iş etiği üzerindeki etkilerini incelerken çalışanların işverenlerine karşı duyduğu güvensizliğe dikkat çekiyor.
Yaklaşık iki yıl önce iş hayatı temalı soru-cevap sitesi Workplace Stack Exchange’de paylaşılan ve 500.000 kere görüntülenen bir soru ateşli bir tartışma başlattı. Etherable adlı kullanıcı 40 saatlik bir işi 2 saatte bitirebilen bir algoritma geliştirdiği söyledi ve şu kritik soruyu sordu: “İşimi otomatize ettiğimi patronumdan gizlemem etiğe aykırı bir davranış mı?”
Soruya verilen cevaplar ise koşullara bağlı olarak farklılık gösteriyordu. Kimileri bu gizliliğin etik dışı ancak anlaşılabilir olduğunu söylediler, ne de olsa kişi işini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirdi. Kimileri şirketin ödemeleri nasıl yaptığını (Saatlik mi? Yoksa proje bazlı mı?) temel alarak yanıt verdi. Azımsanamayacak bir grup ise Etherable’ı kutladı: Teknolojinin en büyük vaatlerinden biri insanları rutin görevlerden kurtarmak ve onlara zamanı geri kazandırarak daha anlamlı işler peşinde koşmalarını sağlamaktı. Bahsedilen olay da bu vaadin bir örneğiydi.
İş Hayatının Geleceği Üzerine Şimdi Konuşmak
Carnegie Mellon Üniversitesinden Profesör John Hooker’a göre yukarıda bahsedilen durumu değerlendirirken öncelikle yapılan iş sözleşmesine ve şirket politikalarına göre karar vermek gerekiyor. Ancak Hooker’ın da vurguladığı gibi teknolojik gelişmeler karmaşık etik meseleleri de beraberinde getiriyor.
“İnsan gücünden otomasyona tam geçiş yerine akıllı teknolojilerin, bilgisayarların ve algoritmaların insanlarla beraber çalıştığını göreceğiz.” diyen Hooker, bu füzyonun şirketlerin ve çalışanların yönetmekte zorlandığı etik ve diğer sorunlara ışık tutacağını belirtiyor.
“Bilgisayar psikoloğu” Tim Lynch’e göre ise yukarıdakine benzer durumlarda çalışanların nasıl değerlendirildiğini dikkate almak da önem taşıyor. Eğer kişi saat bazlı değil de yaptığı iş başına ücret alıyorsa, bu anlaşmanın şartlarını yerine getirdiği anlamına geliyor.
Yine de başka etmenler meseleyi daha karmaşık hale getiriyor. Lynch’in dediği gibi, “Şirket, yaptığı sözleşmeye dayanarak çalışanının ürettiği ürüne (dolayısıyla algoritmaya) sahip olabilir.” Bunun yanı sıra Etherable’ın yaptığı gibi algoritmaya daha “insanvari” görünmesi için bug’lar eklemek işvereni yanlış yönlendirebilir. İşveren, dikkatle incelemediği ve farkında olmadığı sorunlar içeren bir algoritma nedeniyle güvenlik ihlaliyle ve yasal sorunlarla karşı karşıya kalabilir.
Teknolojik İlerlemenin Güven Üzerindeki Etkisi
Gönderisinde belirttiği üzere, Etherable’ın asıl endişesi ürettiği programın onun yerini almasıydı. Bu yersiz bir kaygı değil çünkü pek çok şirket benzer bir durumda insan yerine algoritmayı tercih edebilir. Gelgelelim bu bakış açısı, teknoloji evanjelisti Ryan Duguid’in de söylediği gibi, çalışanlar ve işverenler arasındaki derin güvensizliği gösteriyor.
Teknolojinin insanların yerini alacağı korkusu güvensizliğin yanı sıra hesapta olmayan sonuçları da beraberinde getirebilir. University of Georgia tarafından 2017’de yayınlanan rapora göre baskının fazla olduğu, insanlardan çok sonuçların önem taşıdığı iş yerlerinde etik olmayan davranışlar daha sık görülüyor. Ethics and Compliance Initiative tarafından 2018 yılında hazırlanan rapora göre ise her zamankinden daha fazla çalışan üzerinde baskı hissediyor ve etik ihlalde bulunuyor.
Güven duygusunun yeniden kazanılması için Hooker şirketleri şeffaflığa odaklanmaya ve becerilerin gelişimi için yatırım yapmaya davet ediyor. “Otomasyona geçiş sürecini yönetmenin farklı yolları var” diyor ve ekliyor, “İlla çalışanları yerlerinden etmeye gerek yok. Onları yeniden eğitebilir veya yeni insanları işe alabilirsiniz.”
Şirketler teknolojik gelişmeler ve otomasyon tarafından tetiklenen güvensizlik meselesine değinmezlerse hesaba katmadıkları bedeller ödeyebilirler. Örneğin, Duguid’in de vurguladığı gibi, Etherable’ın işvereni çalışanının ona güvenmemesi nedeniyle belli fırsatları kaçırabilir. Yetenekli çalışanının geliştirdiği algoritma farklı amaçlar ve problemlerin çözümü için kullanılabilir. Duguid’e göre meslekler otomasyon dolayısıyla dönüşüm geçirirken yaratıcı teknolojik çözümler geliştiren kişiler öne çıkacak.
“Bence şu an iki şey meydana geliyor” diyor Duguid. “Biri çalışanların işverenlerine karşı hissettiği güven eksikliği. Diğeri ise yaptıkları işlerin önemine dair yeterli öngörüye sahip olamamaları. Benim bildiğim çoğu yerde Etherable’ın geliştirdiği gibi bir algoritma sayesinde terfi alırsınız.” Elbette bug’lardan kurtulduğunuz sürece.