18 Eylül 2019

Eğitimde Yapay Zeka: Fırsat mı Tehdit mi?

Çin’de yer alan yapay zeka temelli öğrenme merkezi Squirrel AI için yapılan olumlu ve olumsuz yorumlar şu soruyu bir kez daha sormamıza neden oldu: Yapay zeka bir fırsat mı, yoksa tehdit mi?

Uzmanlar yapay zekanın 21. yüzyıl eğitimini dönüştürecek güçlerden biri olduğu konusunda hemfikir, peki bu dönüşümün yönü ne olacak? Kimilerine göre yapay zeka pek çok fırsatı beraberinde getiren bir güç, kimilerine göre ise ciddi bir tehdit. Çin’de yer alan Squirrel AI şirketi için yapılan yorumlar her iki görüşü de içinde barındırıyor.

Squirrel, K-12 seviyesindeki öğrenciler için tasarlanmış, yapay zeka temelli bir “öğrenme merkezi”. Çin’in farklı bölgelerine yayılmış durumda. Öğrenciler okul sonrası bir Squirrel merkezine giderek özel ders alıyorlar. Kritik nokta şu ki bu dersi bir öğretmen yerine makine veriyor.

Çin eğitimde yapay zeka devriminin odak noktası olabilir mi?

MIT Technology Review’dan Karen Hao, Squirrel’ın açtığı ilk merkezlerden birini ziyaret etmiş ve izlenimlerini paylaşmış. Hangzhou kentinde yer alan merkezde ne bir tahta, ne bir projektör ne de başka ekipmanlar bulunuyor. Her odada sadece altı veya sekiz kişilik tek bir masa var. Temel eğitim aracı ise laptop.

Süreç şöyle işliyor: Öğrenciler anahtar kavramları ne derece iyi anlayabildiklerini ölçmek için ilk olarak kısa bir test çözüyorlar. 10 sorunun ardından sistem öğrencinin hangi konular üzerinde daha çok çalışması gerektiğini tespit ediyor ve öğrenciye özel bir ders programı oluşturuyor. Öğrenci çalışmaya devam ettikçe algoritma bu kişiselleştirilmiş ders programını güncelliyor. Sistemin çözemediği bir sorun ortaya çıktığı zaman görevli öğretmen öğrencinin yanına gidiyor ve ona yardımcı olmaya çalışıyor.

Squirrel’ı yenilikçi kılan özelliklerden biri, ele aldığı konuyu en küçük kavramsal parçalara ayırabilmesi. Örneğin ortaokul seviyesinde matematik dersini 10.000 “bilgi parçası”na bölerek öğrencinin eksiklerini detaylıca teşhis edip tamamlayabiliyor.

Şirketin başlıca amaçlarından biri Çinli öğrencilere standart testlere hazırlık sürecinde destek olmak. Akademik rekabetin çok yoğun olduğu bu ülkede özellikle Üniversite Giriş Sınavı Gaokao öğrenciler üstünde büyük baskı yaratıyor. Öyle ki “Gaokao endişesi” diye bir kavram bile mevcut. (Bu kaygı ülkemizdeki öğrencilere oldukça tanıdık gelecektir.)

Topladığı veriler ve makine öğrenmesi yoluyla kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi yarattığını belirten Squirrel, öğrencilerin standart testlerde daha iyi sonuçlar elde etmelerini sağlamış. Ne var ki şirketin kurucusu Derek Li için iş burada bitmiyor. Kendisi sınırları yıkmayı ve Squirrel’ı okul sonrası bir program olmaktan çıkararak sınıflara entegre etmeyi hedefliyor. Şirket, Çin’deki esas öğretim metodu olmak için şimdiden birkaç okulla görüşmeye başlamış bile. Squirrel gibi bir uygulamanın Çin’deki temel eğitim şekli olarak belirlenmesi, bu alanda dünyanın geneline yayılacak bir yapay zeka devrimini tetikleyebilir.

Öğrenci kendi öğrenme deneyimini anlamlandırabilmeli

Yapay zeka kişiselleştirilmiş bakış açısı ve yöntemleriyle öğrencilerin ilgi alanlarını ve güçlü yönlerini öne çıkarabilir. Fakat Harvard Üniversitesinden Profesör Chris Dede’ye göre Squirrel, kişiselleştirilmiş değil uyarlanabilir bir öğrenme deneyimi sunuyor. Başka bir deyişle öğrencinin neyi öğrenip neyi öğrenemediğini tespit edebiliyor ancak onun için en etkili öğrenme yöntemini belirleyemiyor. Ontario College of Art and Design’dan Jutta Treviranus şunu söylüyor: “Öğrenciler kendi öğrenme süreçlerini anlamlandırmalılar, yani öğrenmeyi öğrenmeliler. Squirrel ise bunu yapmak yerine öğrencileri belli standartlara hapsediyor.”

Yapay zekanın gücünden nasıl yararlanmalı?

Belki de asıl soru şu olmalı: Eğitimde yapay zekanın sunacağı fırsatlardan en iyi şekilde nasıl yararlanabiliriz? UNESCO, 4-9 Mart 2019 tarihlerinde düzenlediği Mobile Learning Week’te dört noktaya dikkat çekmişti, bunlardan biri de bireysel ihtiyaçlara ve kişiselleştirilmiş öğrenmeye verilmesi gereken önemdi. Diğer üç nokta ise şunlardı:

  • Yapay zekayı dezavantajlı grupların kaliteli eğitime erişebilmeleri için kullanmak büyük önem taşıyor. Sosyoekonomik, etnik veya coğrafi koşulların oluşturduğu eşitsizlikleri yenmek ve daha kapsayıcı bir eğitim sistemi oluşturmak adına bu gruplar yapay zeka uygulamalarından mutlaka yararlanabilmeli.
  • Öğretmen, yönetici ve politikacılar yerel, bölgesel ve uluslararası stratejiler ve politikalar belirleyerek bireyleri yapay zeka çağının gerektirdiği becerilerle donatmalılar. Bu gruplar arasında kurulacak iş birlikçi bir yapı, okul kavramının değişimle beraber yeniden inşa edilmesinin önünü açacaktır.
  • Yapay zekanın beraberinde getirdiği risk ve tehlikeleri iyice analiz etmek için elde edilen verilerin denetlenebilir olması şart. Algoritmalar hesap verilebilirlik adına şeffaf ve eğitimcilerin anlayabileceği şekilde tasarlanmalılar.

Elbette eğitim yapay zekanın gelişimiyle dönüşürken meselenin özünde insan olduğunu asla unutmamak gerekiyor. Başka bir deyişle bu süreçte teknoloji pedagojiyi değil, pedagoji teknolojiyi yönlendirmeli. Henüz yapay zekanın sınıfın hâkimi olması düşünülemez ancak pedagojik bir bakış açısıyla yola çıkarsak, bu teknolojinin getirilerinden en iyi şekilde yararlanma fırsatımız var.

Kaynakça:

https://en.unesco.org/news/how-can-artificial-intelligence-enhance-education

https://www.openaccessgovernment.org/artificial-intelligence-ai-in-education/66346/

https://www.technologyreview.com/s/614057/china-squirrel-has-started-a-grand-experiment-in-ai-education-it-could-reshape-how-the/

https://www.thetechedvocate.org/ai-is-the-new-tool-for-a-revolution-in-education/



YORUM YAZ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


© 2021 Eğitim ve Ötesi