Özel Sezin Okulu Eğitim Danışmanı, Uzman Pedagog Halide Karaarslan ile yeni nesil anne babaların çoğu zaman istemeden, farkında olmadan düştükleri bazı davranışsal hatalar üzerinde konuştuk. İlk sohbetimiz, beslenme üzerine oldu.
Günümüzde anne babaların her şeyi doğru yapmaya, çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırken sık sık düştükleri hata, her şeyi kontrol edebileceklerini sanmak. Çocuğu her türlü negatif etkiden koruyabileceklerini ve bunu başardıklarını düşünmek. Ama tabii er ya da geç ortaya çıkıyor ki hayat bizden daha güçlü ve kontrolümüzün dışında. En iyisi çocukları bu zorluklarla baş edebilecek şekilde yetiştirmek. Yanlarında biz olmadan da, iyiyi kötüyü ayırt edebilmeyi, düştüklerinde kalkabilmeyi öğretmek. Özel Sezin Okulu Eğitim Danışmanı, Uzman Pedagog Halide Karaarslan ile yeni nesil anne babaların çoğu zaman istemeden, farkında olmadan düştükleri bazı davranışsal hatalar üzerinde konuştuk. İlk sohbetimiz, beslenme üzerine oldu.
Çocuğumuzu doğal ve doğru beslemeye çalışıyoruz. Şekerden hamur işinden uzak tutuyoruz. Peki bizim yanımızda değilken çocuğumuz ne yiyor? Bunu kontrol etmeye çalışmak doğru mu?
Aileler çocuklarına evde sağlıklı gıda yediriyor ama istiyorlar ki her yerde böyle yapılsın. Okulda da böyle olsun, gittiği arkadaşında da, büyük annesinin evinde de… Bu bir açıdan iyi ama bir açıdan da anne babanın ve çocuğun kaygısını yükselten bir şey. Her şeyi kontrol etmeye kalktığınızda kaygı düzeyi yükselir. Çocukta da bir endişe ve kaygı sorunu ortaya çıkıyor: “Bu yediğim sağlıklı mı sağlıksız mı? Ne yemeliyim, ne içmeliyim?” Anne babalar neyi ne kadar kontrol edebileceklerinin bilincinde olmalılar. Küçük yaşta bir çocuğun ne yaptığını kontrol edebilirsiniz ama belli bir yaştan sonra ne yiyip ne içtiğini hangi araca bindiğini, konuştuğu arkadaşını, kullandığı kelimeyi, dinlediği müziği, seyrettiği filmi kontrol edemez hale geleceksiniz. Bu ayrıca anne babaların amaçlarıyla da çelişen bir şey: Bir yandan bağımsız çocuk yetiştirmek isterken bir yandan da çok fazla kontrol edip, denetleyip kendilerine bağımlı çocuk yetiştirmeye başlıyorlar.
Bunu nasıl önleyebiliriz?
Burada dış denetimden ziyade iç disiplin geliştirmek, çocuğa bir takım şeylerin bilgisini vermek önemli. Etrafını kontrol etmeye çalışıp, okulda onu yedirmeyin bunu yedirmeyin, anneanne babaanneye cips verme, çikolata yedirme demektense çocuğa bunun bilgisini vermek daha etkili olacaktır. Örneğin; Tatlı yerine elma ye, hem dişlerini güçlendirir hem çok sağlıklı bir meyvedir demek daha doğru. Çünkü o zaman çocuk kendi tercihini bu yönde yapacaktır. Ama genellikle biz çikolata zararlı deyip yerine bir şey koymuyoruz. Halbuki yerine bir şey konmalı. Çocuğa, içinde şu yağlar olan besinleri yersen şu hayvanların yaşam alanlarına zarar verecektir, şu bitkinin kesilmesine neden olacaktır dediğinizde, zaten bir iç disiplin geliştirmesini sağlayacaksınız. Dolayısıyla ona sunulan şekerleme, cips, gofreti kendiliğinden reddedecek.
İç disiplin hangi yaştan itibaren çocuklarda gelişir?
Dört yaşından itibaren iç disiplini oyunla geliştirebilirsiniz. İlk önce bir kaos ortamına izin vermelisiniz. Mesela odasını dağıtmasına izin vereceksiniz ki o dağınıklıktan rahatsız olsun, huzursuz olsun. Sonra da gel bak nasıl toplayabiliriz deyip başlayabilirsiniz, bu bir basamaktır. Ne yiyip ne içeceğini tespit etmesi biraz daha ileriki yaşlarda gelişecektir. 5- 6 yaştan itibaren bilişsel düzeyi biraz daha geliştiğinde bunu yapabiliriz. Daha önce neyin zararlı neyin yaralı olduğunu pek ayırt edecek düzeyde olmaz. 5-6 yaştan itibaren somut işlemler dönemine geçer ve tercih kullanmaya, neden sonuç ilişkisi kurmaya başlayabilir.