Hint asıllı ünlü eğitimci Sugata Mitra, The Guardian Gazetesi’nde yayınlanan makalesinde internetin çocukları antisosyal yaptığı konusundaki söyleme karşı çıkıyor. İnterneti asıl tehlikeli hale getirenin, yetişkinlerin gizlilik tercihi olduğunu söylüyor.
“Son 15 senedir çocuklar ve internetle ilgili çalışırken, öğrendim ki, internet ancak bizim izin verdiğimiz kadar zararlı olabilir. Eğer bir çocuk internet ile, etrafta başka kimse olmadan başbaşa kalıyorsa, web, yıkıcı, mundar, sapkın bir mecra olabilir. Internet kolektif bilincimizi temsil eder ve insanoğlunun bilinci her zaman sevimli değildir.
Çocuklar internete güvenli bir ortamda, geniş, herkesce görünebilen ekranlarla erişiyorsa, web onların en faydalı arkadaşı olabilir. Çocuklar grup halinde, interneti kullanarak kendi kendilerine her şeyi öğrenebilirler. Dünyanın her yerinde bunun kanıtını gördüm.
İnternetin bir sürü “işe yaramaz zırva” ile dolu olduğu ve çocukların yanlış bilgiler edineceği konusunda bir algı var. Bunun kanıtını görmedim. Çocuklar grup halinde internet karşısında çalışıp, bir konuda araştırma yaparken, her zaman doğru cevapları buluyorlar. Çünkü birbirleriyle etkileşim içinde oluyorlar ve hatalı cevapları hemen eliyorlar.
İnternet kendi kendini düzeltme özelliğine sahiptir ve doğrusu “işe yaramaz zırva” bilgilerin oranı da oldukça düşüktür. Tabii, cevapları net olmayan konular vardır, din ve politika gibi. Çocuklar bu gibi başlıklardan uzak durmak konusunda duyarlı olmalıdır.
Bu şekilde güvenli, kendi kendini denetleyen ortamlarda internete erişen çocuklar, erişemeyenlerden kat be kat daha avantajlı olacaktır. Daha önce ve hızla okumayı çözecek, kendine güven kazanacak, araştırarak öğrendiklerini ezbere dayalı eğitime göre daha iyi ve kalıcı şekilde öğrenecektir.
Bilgisayarların çocukları izole ettiği ve antisosyal yaptığı konusunda bir söylence bulunuyor. Bilgisayarlar böyle şeyler yapmazlar. Biz yetişkinler çocukları küçük aparatlarla odalarında internetle başbaşa bırakarak bunu yaparız. Belayı isterseniz, bela gelir. Öyleyse, bilgisayarı, geniş bir ekranla herkesin görebileceği şekilde oturma odasına yerleştirin ve çocuklara onu istedikleri gibi kullanabileceklerini söyleyin.
Bilgisayarlara engelleyici firewall koydurtmayın. Firewall ile karşılaşan çocuk arkasında ne olduğunu daha fazla merak edecektir. Çocuklara küçük tabletler, telefonlar almayın. Büyük ekranlı tabletler alın. Gizlilik ortadan kalktığında tehlikeler de ortadan kalkar.
Peki biz yetişkinlerin internette yaptığı tuhaf şeylere ne demeli? İnternet bizim yarattığımız bir canavar değil. Canavar biziz. Bizim kolektif bilincimiz ve ne yazık ki kolektif bilinçaltımız. Biz mahremiyetimizi seviyoruz. E- mail yazarken başkalarının ekranımıza bakmasını istemiyoruz, facebook’a girdiğimizde yalnız olmayı istiyoruz. İnterneti tehlikeli hale getiren şey, bizim gizlilik merakımız. (…)
Kendimizi mahremiyet üzerinden ilişkilendirdik ve teknolojimiz de bunun etrafında tasarlandı. Bunu basit bir teknolojik tasarım kararı ile değiştirebiliriz. Eğer her hareketin herkes tarafından görülebileceği bir iletişim teknolojisi tasarlarsak, gizlilikten arınmış bir dünya yaratırız. Bilinçaltımız da ait olduğu yere döner.
Eğer doğal hayatın büyük bir bölümü sırlar olmadan yaşayabiliyorsa, biz de yapabiliriz.
Sugata Mitra, Newcastle Üniversitesi’nde eğitimsel teknoloji profesörüdür. 2013’de 1 milyon dolarlık TED Prize ödülünü kazanmıştır. Delhi’nin gecekondu semtinde bir duvarın içine yerleştirilen ve çocukların kullanımına açılan bilgisayar projesi “Duvarda Bir Delik”i hayata geçirmiştir. Genç insanların herhangi bir formal eğitim almadan bilgisayar kullanmayı öğrenebileceğini kanıtlamayı amaçlamıştır.
Yazının tamamını İngilizce okumak için: http://www.theguardian.com/commentisfree/2013/nov/03/child-safety-internet-web-access