Okul sonrasında her gün bir faaliyetten diğerine taşınan çocuk, bir noktada ilgisini kaybedecek ve her şeyi yarım bırakma alışkanlığı geliştirecektir.

Gülin Sezin – Özel Sezin Okulu Kurucusu

Günümüzde her anne-baba çocuğunun sadece akademik başarısının yeterli olmayacağını biliyor. Çocuğunun sosyal becerilerini geliştirmek için büyük çaba, bütçe ve zaman harcıyor. Ancak bunları yaparken bazen istemeden de olsa çocukların sınırları zorlanabiliyor.

Çocuklara sunulan olanaklar artık çok fazla. Kendisi çocukken bu olanaklara ulaşamamış olan birçok ebeveyn, içinde kalanları çocuklarına yaptırmak istiyor. Ve ortaya şöyle bir etkinlik tablosu çıkıyor:

Pazartesi: Piyano veya keman dersi
Salı: Yaratıcı resim atölyesi
Çarşamba: Bale veya dans
Perşembe: Satranç
Cuma: Yüzme veya tenis
Hafta sonu: Basketbol veya voleybol

Halbuki okuldan sonra (ödev olmasa da ) çocuğu her gün bir faaliyete taşımak bıktırıcı ve yorucudur. Çocuk hiçbir aktivitede yoğunlaşamadığı için hiçbirini hakkı ile yapamaz. Yapamayınca cesareti kırılır, bıkar, yarım bırakır. Bu da çocukta “Sevmediğim herhangi bir şeyi bırakabilirim.” düşüncesini geliştirir, derslerinde çabuk pes etmesine neden olur.

Yapılması gereken, çocuğun yeteneklerini keşfetmesine yardım edecek bir okul seçmek ve kendi isteği doğrultusunda toplamda ikiyi geçmeyecek aktiviteye (biri spor biri sanat dalında olabilir) yönlendirmektir. Hatta tek bir konuya odaklanmak ve zaman ayırmak isterse bu da engellenmemelidir. Yetenekli olduğu bir konuda çaba sarf etmesi ve başarılı olması, ona hayatta büyük bir mutluluk vermenin yanı sıra mücadele etmeyi ve yarım bırakmamayı öğretecektir.

Çocukların her anı aktiviteyle doldurmamalı, onlara evde geçirebilecekleri boş zaman hakkı da tanınmalıdır.