Özellikle pandemiden sonra çocuklar sosyal hayatta birtakım sorunlar yaşıyor ve kendilerini kontrol etmekte zorlanabiliyorlar. Peki ortaokul öğretmeni olarak sınıfta özgül öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ya da hiperaktivite bozukluğu olan bir öğrenciyi nasıl fark edebilir, ona nasıl destek olabiliriz?
Öğrencilerin pandemi döneminde evde geçirdikleri iki yılın bazı sosyal becerileri üzerinde olumsuz etkilerini görüyoruz. Öğretmen olarak zaman zaman sınıfta bazı öğrencilerimizin farklı ihtiyaçları olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Ancak bu ihtiyacın ne olduğunu tam olarak tanımlayamadığımızda o öğrenciye destek olmak zorlaşıyor. Bu yüzden hangi davranışların hangi tanılara işaret edebileceği ve destek alanlarını önceden bilmek fayda sağlıyor.
Özgül Öğrenme Güçlüğü Nedir?
Özgül öğrenme güçlüğü, sanılanın aksine bir zekâ geriliği, duygu durum bozukluğu ya da kültürel farklılıklarına işaret etmez. Öğrencinin dinleme, yazma, okuma, matematik gibi becerilerinde yaşıtlarından daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğu alanları ifade ediyor.
Özgül öğrenme güçlüğü üç ana kategoride değerlendirilebilir: Disleksi, diskalkuli, disgrafi.
Disleksi, okuma bozukluğu anlamına geliyor. Bu durumdaki öğrenciler okumayı, kafiyeyi, harflerin seslerini öğrenmede, noktalama işaretlerini kullanmakta, sesli veya sessiz okumada sorun yaşayabilirler.
Diskalkuli, matematik bozukluğunu ifade ediyor. Bu öğrenciler işlem yaparken sürekli parmaklarını kullanma, işlemleri öğrenememe, günler, aylar, mevsimleri birbirine karıştırma, analog saatleri okuyamama gibi sorunlar yaşayabiliyor.
Disgrafi ise yazma bozukluğuna karşılık geliyor. Bu öğrenciler kalemi farklı tutmak, kalemi tutarken postürü değişmek, yazı yazarken fazlaca hata yapma ve sık sık silgi kullanma gibi durumlarla karşılaşabiliyor. Genellikle sözel derslerde ve düşüncelerini kâğıda dökmede çok zorlanabiliyor, tahtada yazan bir şeyi defterine not alırken tekrar tekrar tahtaya bakma ihtiyacı hissedebiliyor. Bunlara ek olarak harfleri ters ya da farklı şekilde yazma ve harflerin büyüklük ile küçüklüğünü ayarlayamama da disgrafi teşhisi için bir işaret olabilir.
Özgül öğrenme güçlüğü olan öğrenciler kendi akademik zorluk, özsaygı zorlukları, sosyal izolasyon, sosyal becerilerde güçlük, sosyal kabul sorunları, duygusal zorluklar, kendini kabul etme zorlukları gibi sorunlarla baş etmek durumunda kalabilir. Bu noktada öğretmen olarak en önemli hedefimiz öğrencinin özsaygısını ve özgüvenini desteklemektir.
Bu durum öğretmen açısından da birtakım zorluklara sebep olabilir:
- Öğrencinin İhtiyacını Tanımlama Zorluğu: Öğrenme güçlüğü bazen kendini çok belli etmiyor. Böyle durumlarda görülen belirtileri bir uzmana aktarmak ve onun gözlemlemesini rica etmek tanı koymayı kolaylaştırabilir.
- Farklılaştırılmış Eğitim Gerekliliği: Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar için ders içeriklerini ve yöntemlerini değiştirmemiz, onlar için kolaylaştırmamız gerekir.
- Değerlendirme Zorluğu: Sınav yapmada tüm öğrenciler aynı değerlendirme yöntemleri üzerinden ölçüldüğünden özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar özel bir değerlendirilme yöntemine ihtiyaç duyabiliyor.
- Sınıf Yönetimi: Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar sınıfta dersleri takip etmede zorlanabilir. Sınıf arkadaşları kadar hızlı okuyamadığı, yazamadığı ya da hesap yapamadığı için onların hızlarına yetişemeyebilir. Bu yüzden öğretmenin o öğrencinin takibini gerçekleştirmesi gerekir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?
Genellikle ikisi bir arada değerlendirilen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) aslında iki ayrı tanıya işaret eder.
Dikkat eksikliği yaşayan öğrenciler yönergeyi takip etmede zorluk çekebilir, materyallerini sıklıkla kaybedebilir, sınıf içinde dinlemiyor gibi görünebilir, detayları kaçırabilir, uzun süre çaba gösteren işlerde odak sorunu yaşayabilir, unutkan ve ilgisiz olabilirler, genellikle ışığa ve sese çok duyarlıdırlar ve dikkatleri çok çabuk dağılabilir. Öğrencilerin dikkat eksiklikliği dolayısıyla sınıf içinde davranış zorluklarıyla sık sık karşılamak mümkün. Bunun yanı sıra öğrenciyi sık sık uyarmak zorunda kalan öğretmen ile öğrencinin arasındaki ikili ilişki de zedelenebiliyor. Sınıf içi davranışlara ek olarak ödev ve görev tamamlamadaki zorluklar nedeniyle de öğretmen sürekli ikaz eden konumda kalabiliyor
Hiperaktivite bozukluğunda ise öğrenciler yerinde durmakta zorluk yaşayabilir, çok fazla konuşabilir, çok hareket edebilir ve müdahalede bulunabilirler. Bu öğrenciler öğrenme zorluğu, sosyal zorluk, ani tepkiler, öfke, ani patlamalar, zaman yönetme sorunları, özsaygı bozuklukları yaşayabilirler. Ödev ve görev tamamlamada yaşadıkları problemler nedeniyle ise okul idaresiyle sıklıkla bir araya gelebiliyor, disiplin sorunları yaşayabiliyorlar.
Öğretmen Olarak Öğrencilerimizi Nasıl Destekleyebiliriz?
- Empatik Yaklaşım: Öğrencinin özgül öğrenme güçlüğü ve DEHB alanına dair bilgi sahibi olmak ve onun dünyayı nasıl gördüğünü anlamak, empatik yaklaşmanıza yardımcı olabilir.
- Açık İletişim: Ona kavramları açıklarken net olarak, hedefi açıkça belirterek ve adım adım talimatlar vererek öğrenciye destek olunabilir.
- Görsel ve Somut Araç Kullanımı: Görsel yardımcılar, grafikler, resimler ve somut materyallerle öğrencinin anlaması kolaylaştırılabilir.
- Ön Öğrenme ve Ön İnceleme: Derste karşılaşacağı materyal ya da çalışmayı öğrenciye önceden tanıtarak içeriğe aşina olması sağlanabilir.
- Parçalama ve Basitleştirme: Karmaşık kavramlar daha küçük parçalara bölünebilir, kısa özetler yapılabilir, uzun soluklu ders anlatımından kaçınılabilir.
- Alternatif Değerlendirme Yöntemleri: Özellikle özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar için sınavlar ve değerlendirmelerde farklı yaklaşımlar kullanılabilir; performans görevleri ve proje tabanlı değerlendirme yöntemleri uygulanabilir.
- Kontrollü Derse Katılım: Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara sınıfta aniden sesli okuma yaptırmak yerine kendi seçtiği bir metni evde çalışarak gelmesi ve daha sonra yüksek sesle okuması sağlanabilir.
- Hareket İhtiyacını Giderme: Ders içinde öğrenciye verilecek tahtayı silmek, dağıtılacak bir materyal konusunda öğretmene yardım etmesini sağlamak gibi sorumluluklarla hareket ihtiyacını gidermesine destek olunabilir.
- Sınıf İçi Oturma Planı: Öğrencilerin yazı tahtasına ve öğretmene yakın oturmaları ve yakınında oturan arkadaşlarının hareketli kişiler olmaması sağlanabilir.
- Ödev Defteri Tutturma – Not Alma: Öğrencinin verilen ödevleri not aldığına emin olunabilir.
- Tahta Kullanımı: Yazı tahtasında farklı renkli kalemler kullanılabilir ve önemli olan yerlerin altları çizilebilir.
- Sınavlarda Kolaylaştırıcı Dokunuşlar: Çoktan seçmeli sorularla soruların anlaşılması kolaylaştırılabilir, anahtar kelimelerin altları çizilebilir, sorularda kolaydan zora ya da resimden yazıya gibi bir sıralama kullanılabilir, yazılan çok küçük ya da bitişik olmamasına dikkat edilebilir.
- Çocukla Birebir İletişim Kurma: Çocukları dersten çıkartmak zorunda kalındığı durumlarda ona bunun sebebi anlatılabilir. Sebebi anlamak, öğrenciyle ilişkinizin sağlam kalmasına destek olacaktır.