Dünyayı yaratıcılık kurtaracak. Bu yüzden okul öncesi çağındaki çocuklarımızın yaratıcılığını teşvik etmenin tam zamanı.
Yaratıcılık, doğuştan gelen bir yetenek değildir, geliştirilebilir. Bu yüzden çocuklarımızın yaratıcılığını teşvik ederek daha özgür ve özgün düşünmelerini sağlayabiliriz. Yaratıcılıkla büyüyen çocuklar öz güvenli, problem çözme becerileri gelişmiş, deneyselliğe açık, kendini ifade edebilen bireyler olurlar. Böyle yetişkinlerden oluşan bir toplum yaratabilmek için yaratıcı çocuklar yetiştirmemiz şart.
Yaratıcılık geliştirilebilir ancak bu, öğretilebilir olduğu anlamına gelmez. Bu yüzden didaktik bir tutumdan kaçınmak gerekir. Yetişkinler olarak bizim görevimiz çocuklara yaratıcı olmayı öğretmek değil, onların yaratıcılıklarını teşvik edecek ortamlar yaratmaktır.
Her şeyden önce yaratıcı bir yetişkin olun.
“Dediğimi yap, yaptığımı yapma” klişesi maalesef pratikte geçerli değil. Bir davranışı teşvik etmenin en önemli ve geçerli yöntemi o davranışı uygulayan rol model olmak. Bu yüzden yaratıcı çocuklar yetiştirmek için en etkili yöntemlerden biri yaratıcı birer yetişkin olmak.
Size soyut gelen çizimleri teşvik edin.
Özellikle okul öncesi ve ana sınıfı çağındaki çocuklar sık sık yetişkinlerin anlam veremediği çizimler yapar. Çizim dünyalarında özgür olan, duygularını filtresizce çizime döken çocukları yetişkin düşünce dünyasına geri getirmeye çalışmamamız gerekiyor. Onun uçmasına izin verirseniz, size yepyeni fikirlerle dönecektir. Çocuğunuz size böyle resimler gösterdiği zaman “Aa, koala mı çizdin?” gibi tahminlerde bulunmayın, “Hayır, kartal kanadı takabilen bisiklet.” gibi bir cevap alabilirsiniz. Çizdiğini kendisinin anlatmasına izin verin.
Merak duygularını tetikleyin.
Merak duygusunun tetiklenmesi, çocuğu araştırmaya, öğrenmeye ve daha çok merak etmeye teşvik edecek. İç dünyası sürekli merakla beslenen çocuk, özgür ve yaratıcı düşünecek alanı kendi yaratacak.
Açık uçlu sorularla hayal gücünü harekete geçirin.
İçinde seçenek barındırmayan açık uçlu sorular, çocuğunuzu düşünmeye mecbur bıraktığından yaratıcılığını teşvik edecektir. Zihninin serbestçe dolaşmasını sağlayacak “Sence neden yağmur yağıyor?”, “Çizdiğin resmin hikâyesini anlatır mısın?” gibi sorular sorabilirsiniz.
Davranış ya da düşünceleriyle ilgili olumsuz cümle kalıpları kullanmaktan kaçının.
“Yapamazsın”, “öyle olmaz” gibi onun fikirlerini yetişkin kalıplarına sokan sözlerden kaçının. Bu onun yaratıcı zihninin önü tıkamanın dışında motivasyonunu ve sizinle olan iletişimini de olumsuz yönde etkileyecektir.
Mükemmeliyetçi şapkanızı çıkarın ve hata yapmaktan korkmayın.
Yaratıcılık ve hayal gücünde yetişkin standartlarında mükemmellere yer yok! Mükemmeliyetçilik ve hata yapma korkusu çocuğu sınırlandıracağı için yaratıcılığını kısıtlayacaktır.
Hikâyeler anlatın ve anlattırın.
Hikâyeler, hayal gücünün ve yaratıcılığın geliştiği en verimli topraklardır. Çocukların gerçeklerin ötesinde hikâyeler dinlemesini, kendi hikâyelerini yaratabilmesini de teşvik edecektir. Hiçbir kısıtlama olmadan hikâye anlatmanın özgürlüğünden daha yaratıcı ne olabilir?
Etkinlikleri farklılaştırın, uyaranları arttırın.
Çocuk ne kadar çok uyarana maruz kalırsa, zihninde o kadar çok yeni kapı açılır. Her bir kapı da onun yaratıcılığına çıkan yeni odalardır. Alışageldiklerinden farklı etkinlikler yapmak ve uyaranların çeşitlendirilmesini, onun dünyasını genişlenetecektir.
Vücut hareketliliğini sağlayın.
“Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur,” demiş Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk. Sağlıklı bir beden, yaratıcı zihinleri de besler. Bu yüzden çocuğunuzun koşabileceği, oynayabileceği, hareket edebileceği ortamlar yaratabilirsiniz.
Bırakın, gece gece, sabah sabah, her zaman icat çıkarsın! Çünkü dediğimiz gibi, dünyayı bugünün yaratıcı çocukları kurtaracak.
Resimleyen: Aras Özbayraktar / Özel Sezin Okulu Ana Sınıfı 2022
Kaynaklar:
https://thereader.mitpress.mit.edu/ten-tips-for-cultivating-creativity/
https://aklinizikesfedin.com/cocuklarda-yaraticiligi-tesvik-eden-montessori-metodu/