Farklı ortamlarda çocuğunuza olan tutumunuz değişiyorsa, bu aranızdaki iletişimi yaralayabilir. Özellikle başkası ne der diye düşünüp hareket ediyorsanız.
Uzman Pedagog Halide Karaarslan
Çocukla kurduğumuz iletişim sadece evde, kendi duvarlarımız içinde gerçekleşmiyor. Çoğu kez ev dışında da birlikte olduğumuzda olumsuzluklar yaşanırsa bu stresli bir hal alabiliyor. Biz birbirine çok müdahale eden bir toplum olduğumuz için dışardan gelen tepkilerle karşılaşabiliyoruz. Örneğin alışveriş merkezinde veya bir mağazada çocuk alınmasını istediği bir şey alınmazsa kendini yerlere atabiliyor. Bu durumda anne veya babanın soğukkanlılığını koruması çok zor. Çünkü hemen etraftan ‘aman hiç terbiye verememişler’ falan gibi sözler yükseliyor. Sesli olmasa bile suçlayıcı bakışlar o tarafa dönüyor. Her şekilde anne baba zaten strese giriyor.
Burada en doğrusu soğukkanlılığını korumak. Çevre tepki verecek diye, sırf sussun diye çocuğun gereksiz bir davranışına onay vermek doğru değil. Çünkü bu yerler hep öğrenme ortamları. Çocuk ailesinin bu ‘etraf ne diyecek’ hassaslığından yararlanmayı adet haline getirebilir. Her defasında dozu artırır. Bu yüzden eğer anne baba veya çocukla ilgilenen kişi duruşundan eminse, bundan taviz vermemeli.
Dış Denetim Mekanizması
Anne babalar niye bu noktaya geldi diye düşündüğümüzde şunu söylemek mümkün; Onlar da çocukken etrafın ne diyeceği düşüncesiyle büyüdüler. Sürekli o ne der, bu ne der diye büyüyen çocuklar, ebeveyn olduklarında da dış denetim mekanizmasına, dış onaya ihtiyaç duyuyorlar. Ama kendilerine güvenmeliler ve tutarlı davranmalılar. Farklı ortamlarda, farklı dış etkenlere göre hareket edilirse, çok çelişkili bir tutum sergilenmiş olur. Bu da çocuğunuzla olan iletişiminizi yaralar.
Yaptığınızdan emin olun, tutumunuzun çocuğunuz için iyi olacağını düşünüyorsanız dışarıdan gelen müdahalelere kulak asmayın. Ve çocuğunuzu ağlattınız diye vicdan azabı duymayın.
‘Peki kendimizden nasıl emin olabiliriz? Bazen yorgunluktan veya stresten aşırı tepki verebiliyoruz. Kendi tutumumuzun doğruluğundan nasıl emin olacağız?’ diye sorarsanız; öncelikle fiziksel cezalandırmayı tamamen eğitim yöntemlerinizden çıkarmanız lazım. Duygusal tepkilerimiz de rencide edici, incitici, kişiliğini zedeleyici sözler olmamalı. Eğer yorgunken istenmeden kırıcı bir söz sözlenmişse sonradan bu çocukla paylaşılmalı. Anne veya baba, ‘o gün çok yorgundum sen de benim çok üzerime geldin, istemeden öyle bir söz çıktı ağzımdan. Bir dahaki sefere sen biraz daha dikkat et ben de daha sakin olmaya çalışayım’ diyerek arada yaşanan kötü iletişimi düzeltmeli.
Çocukla iletişimin özünde samimiyet yatar. Güven ilişkisinin oluşması için samimiyet şarttır. Siz samimi olursanız çocuğunuz da size karşı samimi ve açık sözlü olacaktır.