9 Mart 2024

Bağımlılıkla Mücadelede Ebeveynin Rolü

Bağımlılık ve Aile Danışmanı Alp Çağlan Maçkan, Özel Sezin Okulu Lise Rehberlik Birimi tarafından düzenlenen seminerde lise velileriyle bağımlılıkla mücadelede ebeveynin rolü üzerine buluştu. Bu buluşmanın içeriğiyle oluşturulan bu yazı, ebeveynler için bir rehber niteliğinde.

Çocuklarımız özellikle lise çağına geldiğinde bağımlılık her ailenin gündemine girer. Bu süreçte ebeveyn olarak öncelikle bilmek gerekir ki bağımlılık, kişi seçmez. Bu yüzden bu konuyu “Benim yüzümden mi oldu?” suçluluk duygusundan arınıp incelemekte fayda var. Tek başınıza çocuğunuzu bağımlı yapamazsınız. Bu mümkün olmadığı gibi onu tek başınıza bağımlılıktan kurtarma şansınız da yok. “Bağımlılıkla Mücadelede Ebeveynin Rolü” başlığına bunu içselleştirerek başlamak önem taşıyor. 

Bağımlılık Nedir?

Bir beyin hastalığı: Bağımlılıkla mücadele etmenin en önemli adımı, onun ne olduğunu anlamaktan geçer: Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Bu, kullanıcı istemese bile beynin maddeyi isteyeceği anlamına gelir. Dolayısıyla aslında bağımlılığın iradeyle bir bağlantısı yoktur. Tedavisinde de hiçbir zaman iradeyi güçlendirmek üzerine çalışmayız.

Öznel ve tekrar edebilen bir hastalık: Bağımlılık öznel bir hastalık. Bu yüzden her bireyi kendi deneyimi üzerinden değerlendirmek ve tedavinin bağımsızlığını unutmamak gerekir. Aynı zamanda tekrar edebilen bir hastalıktır. Tedavi edildikten sonra yeniden başlayabilir Bu yüzden hastaların tekrar etme durumunda nasıl davranacağını önceden bilmesini önemser, bunu tedavi sürecinin bir parçası olarak değerlendiririz.

Kişi Neden Madde Kullanır?

Özellikle lise çağında stres, havalı gözükme kaygısı, merak gibi birçok etken kullanımı tetikleyebilir. Ancak bunu yalnızca ilk kullanım için söyleyebiliriz. Bağımlılık olarak tanımlanan durumlarda tetikleyiciler farklıdır. Madde kullanımı bağımlılık hâline geldikten sonraki süreç bir şartlanma tablosudur. Bir süre sonra beyin, o maddenin duyguları kontrol edebilme, rahatlama gibi sonuçlar için kolay çözüm olduğunu söylemeye başlar. Bu süreç ilerlediğinde bağımlı olunan madde huzursuzluk, yalnızlık, neşe, acı, pişmanlık, suçluluk, kaygı, öfke gibi birçok duyguyu kolay yoldan iyileştirmenin bir yolu olarak görülür. Maddenin eksikliği ise bir noksanlık ve ihtiyaç olarak karşımıza çıkar.

Madde bağımlılığında genetik yatkınlıktan da söz edebiliriz. Örneğin alkol bağımlısı anne-babaya sahip bir çocuğun alkol bağımlısı olma ihtimali dört kat daha fazladır. Ancak yalnızca genetik yatkınlıkla açıklamak doğru olmaz.

“Bağımlı” Kimdir?

Bağımlılık belirtileri şunlardır:

  • İstendiğinden daha büyük ölçüde veya uzun süreli kullanım
  • Maddeyi bırakmak veya kontrol altında tutmak için istek veya sonuç vermeyen çaba
  • Maddeyi elde etmek, kullanmak veya etkilerinden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman harcama
  • Madde kullanımı için çok büyük bir istek duyma veya kendini zorlanmış hissetme
  • Tekrar eden kullanım sonucu sorumluluklarını yerine getirememe
  • Olumsuz etkilerine rağmen kullanmaya devam etme
  • Kullanımdan dolayı günlük etkinliklerin bırakılması veya azaltılması
  • Tehlikeli durumlarda dahi kullanmaya devam etme
  • Olumsuz bedensel ruhsal etkilerin bilinmesine rağmen kullanmayı sürdürme
  • Tolerans gelişimi (Miktar ve sıklık artışı)
  • Yoksunluk belirtileri

Bu belirtilerden iki-üç tanesi varsa hafif, dört-beş tanesi varsa orta, altı ve üzeri varsa şiddetli bir bağımlılıkla karşı karşıya olduğumuzu anlarız. Ancak bağımlılık gelişen ve hızla ilerleyen bir hastalıktır. Bu yüzden “hafif” bağımlılığı hafife almamak gerekir. Bu adım adım ilerleme durumunun önüne erken geçmek önemlidir.

Bağımlılıkta Değişim Basamakları Nelerdir?

1- Farkındalık Öncesi Dönem: Sorunun farkında olmamak

2- Farkındalık: Sorunun farkında olmak

3- Karar: Değişmeye niyetli olmak

4- Eylem: Değişmek için adım atmak

5- Sürdürme: Değişimi korumak

Ebeveyn Olarak Çocuğum İçin Neler Yapabilirim?

  • İletişimin önemini hatırlayın: Bağımlılıklar konusunda çocuğunuzla konuşabilmeniz çok önemli. Bu yüzden mutlaka onunla onun ihtiyacına yönelik konuşabileceğiniz fırsatlar yaratın.
  • “İstesen bırakırsın” gibi bağımlılıklarını basite indirgeyen cümleler kullanmayın: Çocuğunuzun yaşadığı durumun bir beyin hastalığı olduğunu ve onun kontrolü dışında olduğunu unutmayın. Onu, kontrolünde olmayan bir davranış için suçlamayın.
  • Bağımlılığın sebep olacağı olumsuzlukları yaşamasına izin verin: Zararların farkına varabilmesi için sizin koruyuculuğunuzun dışına çıkabilmesi gerekir. Bu farkındalığın oluşması, bağımlılıktan kurtulmaya karar vermenin ilk adımıdır.
  • Hangi değişim basamağındaysa ona göre davranın: Örneğin farkındalık öncesi dönemdeyse “bırak” demek hiçbir işe yaramaz hatta ilişkinizi zedeleyebilir. Burada yapmanız gereken, farkındalığını geliştirmek üzerine çalışmaktır. Bu yüzden ebeveyn olarak çocuğunuzun önünden gitmemeniz gerekir. Kendisi değişim basamaklarını tırmandıkça sizin de davranışınızı ona destek olacak şekilde ayarlamanız kıymetlidir. 
  • Sırf onu yakalamak için üzerine gitmeyin: Bir bağımlıyı yakalamaya çalışmak nafile bir çabadır. Çünkü bir bağımlının manipüle etme, saklama gibi becerileri çok gelişmiştir. Bu yüzden çocuğunuzu yakalamaya çalışırken onu sürekli uyarmak yolunu tercih etmeyin. Konuyu çok fazla gündemde tutmak hem ebeveyn olarak sizin kaygınızı besler hem de çocuğunuzla olan ilişkinizi zedeleyebilir. Konu hakkında sohbet etmenin bir sakıncası yok ancak kaygınızı yönetmeniz önem taşıyor.


YORUM YAZ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


© 2021 Eğitim ve Ötesi